ANNE – BABA – ÇOCUK
ERGENLİK
Eminim ki sizin şuan içinde bulunduğunuz durum yani 11 – 16 yaş arasında bir bireyin ebeveyni olmak zor bir süreç. Ancak bu zorluğu hepinizin sabırla aşacağını düşünüyorum. Çocuklarımıza yardımcı olmanın başlangıç noktası onları ve içinde bulundukları dönemi iyi tanımaktan geçiyor diyebiliriz. Bu yüzden şimdi kısaca ergenlik döneminin genel karakteristik özelliklerine bakalım.
ERGENLİK
Her bireyin gelişim sürecinde izlediği çok sade ve değişmez bir yol vardır. Yeni doğan çocuk tamamen anneye bağımlıdır ve tüm ihtiyaçları ebeveyn tarafından karşılanır. 2 – 3 yaşına gelen çocuk çevreyi sürekli gözlemler ve ebeveyninin davranışlarını taklit eder. 6 – 7 yaşına gelen çocuk okula gitmeye başlar ve yeni bir çevre edinir, ancak hala hayatında en önemli dayanaklar anne ve babadır. 11 – 12 yaşından itibaren birey artık daha çok çevreye yönelir. Hayatına başka favoriler girmeye başlar.
ERGENLİKTE ARKADAŞLIK
Artık arkadaşlar vardır, ilişkiler vardır ve teknolojinin imkanları vardır. İşte bu zaman diliminde çocuk kısmen anne – babadan uzaklaşır ve çevreye yönelir. Onun için önemli olan şeyler yavaş yavaş değişmeye başlar. Ergenlik döneminde duygular keskin ve yoğun, fiziksel özellikler önemlidir, toplum içindeki rol ve davranışlar son derece önemlidir. Arkadaş çevresi oldukça değerlidir, karşı cinse ilgi vardır, karşı cins karşısında mahcubiyet yaşamak son derece kritik bir durumdur.
ERGENLİK
Ergenlik dönemi tüm yönleriyle çok kaotik bir yapıdadır. Anne – babanın ders çalışmayla ilgili baskısından bunalan ve buna isyan eden çocuk rehberlik servisinden "beni sıkın, beni kontrol edin" isteğinde bulunabilir. Ergenlik döneminin özelliklerini anlamak gerçekten zordur. Ancak ebeveynler olarak bu dönemi iyi tanımak bir görevdir. Ergenlik dönemine giren kız ve erkekler çevreye daha fazla önem verirler, ancak aynı zamanda kendi dış görünüşlerine de dikkat ederler. Birey artık yelkenleri açmış ve aile limanından yavaş ve ürkekçe uzaklaşmaya başlar. İşte bu kritik durumda ebeveyn karşılıksız ve her koşulda sevgisini çocuğuna göstermeli, duygularını saklamamalıdır. Anne – baba olarak çocuğunuzun sizinle olan paylaşımını mutlaka artırma yoluna gitmelisiniz. Çünkü çocuk dış dünyaya açılmış ve bazı yanlışlar yapma ya da yanlış şeyler öğrenme ihtimali vardır. Bu noktada anne baba çocuğa paylaşım rahatlığı vermeli, çocuk size problemlerini ve yaşadıklarını anlatabilmelidir.
ANNE – BABA ÇOCUKTAN NE İSTER?
Bu sorunun cevabı aslında çok basittir ve yıllar geçse de bu cevap çok fazla değişmez. "ne isteyeceğiz tabi ki iyiliğini istiyoruz, iyi bir hayat yaşamasını istiyoruz".
Aslında bu konuyla ilgili tüm soru ve cevaplar bu cümlelerin içinde yatıyor. Bizler daha çok koruyucu ve kollayıcı bir aile yapısıyla çocuklarımızın karşısına çıkıyoruz ve onların istemeleri gereken veya verdiğimiz eğitimle onların istemesi gereken şeyleri bizler yani yetişkinler istiyoruz. Ve bazen kendi yapamadıklarımızı çocuklarımızda görmek istiyoruz.
Çocuğunuza bir yaşam kurmayın, onun kendi yaşamının mimarı olmasına yardımcı olun.
İDEAL ÇOCUK MODELİ
Özellikle sosyo – ekonomik düzeyi orta ve üst düzeyde olan bazı ailelerde, anne – baba kendi çocukluğunda gerçekleştiremediği bazı nitelik ve yeteneklerin çocuğunda olmasını ister. Ancak bunun için çocuğunun ilgi ve yeteneklerini dikkate almaz.
HERŞEY ÇOCUĞUM İÇİN...
Orta yaşın üstünde çocuk sahibi olan ve iyi bir sosyo ekonomik koşullarda yaşayan anne, çocuğunun cevval ve tuttuğunu koparan bir insan olması için hipnoz ve akapuntur tedavisine başvurmuş, iyi konuşabilmesi için diksiyon dersleri aldırmıştır. Solak olan çocuğunun sol elini bağlayarak sağ elle yazmasına çalışan anne, çocuğunu SBS sınavlarına haftada 16 saat ders aldırarak ( okul haricinde ) hazırlamaya çalışmıştır. Sonunda sınavda başarılı olamayan 11 yaşındaki oğlunu İngiltere' ye dil öğrenmek için göndermiştir.
BİR ÖRNEK DAHA...
Bir başka anne, SBS' ye çocuğunu hazırlamak üzere, yüksek zeka düzeyindeki çocukları seçerek sınavlara hazırlamakla ün yapan özel bir hocadan ders aldırırken, çocuğun saat 21.00' da uyuduğunu görünce, bu öğretmenin ödevlerini yapabilmek için saat 24.00 a kadar uyanık kalması gerektiğini öğrenmiş ve doktora hangi uyku ilacını kullanması gerektiğini sormuştur.
TUTKULARIMIZ VE ÇOCUKLARIMIZ...
Sonuç olarak, önemli olan, ana – babanın tutku ve beklentileri değil, çocuğun ilgi ve yetenekleridir. Bu yüzden anne ve baba öncelikle çocuklarını tanımalı ve onları ilgi, yetenek ve istekleri doğrultusunda yönlendirmeye çalışmalıdır. BAZI YANLIŞLAR... Önemli olan çocuklarımızı hayata hazırlamaktır.
FARKLI ANNE – BABA TUTUMLARI
Farklı anne baba tutumlarını biraz abartılı ve esprili bir dil kullanarak ifade edelim.
BASKICI VE OTORİTER TUTUM
Bu tutum şekli çocuğun kendine olan özgüvenini ortadan kaldırır ve kişiliğini hiçe sayar. Yoğun anne – baba baskısı çocuğun dış dünyaya ya çok çekingen ya da çok saldırgan davranışlar sergilemesini sağlar.
BASKICI VE OTORİTER TUTUMA BİR ÖRNEK
Çocuk: Baba beni keman kursuna gönderir misin ben keman çalmak istiyorum.
Baba: Ne kemanı ne yapacaksın kemanı, otur da SBS ye çalış, kazan. Kazanamazsan görürsün sen kemanı.
Sonuç: Belki de çok iyi bir müzik yeteneği olan bir çocuğun yeteneğinin keşfedilememesi, göstermelik ders çalışma davranışları.
VAKA 1 Rehber Öğretmene intikal eden durum:
Veli: Bizim çocuk sınavlarda başarısız oluyor hocam. Halbuki evde odasından hiç çıkmıyor sürekli ders çalışıyor, ne zaman içeri girsem kitabın başında oturuyor.
GEVŞEK TUTUM
Çocuk merkezci aileye, genellikle orta yaşın üzerinde çocuk sahibi olan ailelerde ya da çocuğun kalabalık yetişkinler grubu içinde yetişen tek çocuk olması halinde sıklıkla rastlanan bir durumdur. Çocuk ailede inisiyatif sahibi tek kişidir.
GEVŞEK TUTUMA BİR ÖRNEK
Çocuk: Baba bana cep telefonu al.
Baba: Oğlum SBS den sonra söz alacağım.
Çocuk: Bana ne ben şimdi istiyorum.
Baba: Tamam evladım hemen gidip alalım.
Çocuk: Baba ben bu telefondan sıkıldım bir de bana playstation al.
Baba: Tamam oğlum alalım hemen.
Sonuç: Elindekilerden mutlu olmayan doyumsuz bir birey yetişmekte. Yetişen bu birey yetişkin olduğunda muhtemelen ciddi bir depresyon yaşayacak ve hayatta karşılaştığı bir çok güzelliği göremeyecek.
VAKA 2
Rehber Öğretmene intikal eden durum:
Veli: Hocam ben anlamıyorum bizim çocuğu elinde her türlü imkan var her şeye sahip, her istediğini yapıyoruz ama yine de mutsuz. SBS ye girecek ve hiç ders çalışmıyor, ne yapmalıyım.
DENGESİZ VE TUTARSIZ TUTUM
Buradaki dengesizlik anne baba arasındaki davranış farklılıkları olduğu gibi, anne ve babanın gösterdikleri değişik davranış biçimleri de olabilir. Dengesiz tutumlar çocuğun da gelişim sürecinde ve sonrasında tutarsız düşünce ve davranışlar oluşturmasını sağlar.
DENGESİZ VE TUTARSIZ TUTUMA BİR ÖRNEK
Çocuk: Evde piyano çalmaya çalışmaktadır.
Anne: Kes artık şunu kafamı şişirdin.
Çocuk: Ama anne dün bana "ne güzel çalıyorsun seni her gün dinlesem bıkmam" demiştin.
Anne: Öyle mi demiştim?
Çocuk: "Baba annem piyano çalmama kızıyor".
Baba: "Tamam sende annenin sözünü dinle çalma"
Çocuk: Baba ama sen benim piyano çalmamı çok istiyordun.
Baba: Çal o zaman.
Sonuç: Güvensiz, ürkek ve kendi düşüncesini özgürce ifade edemeyen hep başkası ne der diye düşünen davranışlarında tutarsız bir birey...
VAKA 3 Rehber Öğretmene intikal eden durum:
Veli: Hocam bizim çocuk derslerine çalışıyor, ödevlerini yapıyor ama okulda sınavlarda başarısız oluyor. Öğretmenleriyle konuşuyoruz derste parmak kaldırmadığını ama dersi çok iyi dinlediğini söylüyorlar.
KORUYUCU TUTUM
Anne – babanın aşırı koruması, çocuğa gerektiğinden fazla kontrol ve özen göstermesi anlamına gelir. Bunun sonucu olarak çocuk, diğer kimselere aşırı bağımlı, güvensiz, duygusal kırıklıkları olan bir kişi olabilir. Bireyin otokontrolünü geliştirmemesi ilerleyen yaşlarda eşine aşırı bağımlı bir karakter olarak ortaya çıkabilir.
KORUYUCU TUTUMA BİR ÖRNEK
Çocuk: Anne ben okuldan arkadaşlarla maç yapacağım.
Anne: Aman oğlum gitme, bir yerini kırarsın, düşersin.
Çocuk: Ama anne herkes gidiyor, ben gitmezsem arkadaşlarıma ayıp olur.
Anne: Olsun sen evde otur.
Sonuç: Psikososyal olgunluğu yetersiz olan genç güvensiz, içe dönük bir birey olarak yetişir ve bu durum ileriki yaşlarda ciddi nevrotik sorunları beraberinde getirir.
VAKA 4 Rehber Öğretmene intikal eden durum:
Veli: Hocam bizim çocuk 18 yaşına geldi ama hala her şeyi bizden bekliyor. Dershaneye kendi başına gidemiyor ve benim bırakmamı istiyor. Toplum içinde iki lafı bir araya getiremiyor.
İLGİSİZ VE KAYITSIZ TUTUM
İlgisiz ve kayıtsız tutum, anne – babanın çocuğu yalnız bırakma, görmezlikten gelme şeklinde dışlaması demektir. İlgisiz kalan bireyde etrafındaki arkadaş çevresine, öğretmenlerine, eşyaya karşı bir saldırganlık eğilimi gözlemlenir. İlgisiz ve kayıtsız anne – baba tutumu çocuğun saldırganlık eğilimini güçlendirmektedir.
İLGİSİZ VE KAYITSIZ TUTUMA BİR ÖRNEK
Çocuk: Baba bugün okulda öğretmenin sorduğu soruya sadece ben cevap verdim.
Baba: TV seyrediyor ve cevap vermiyor.
Çocuk: Baba duydun mu oğlun kimsenin cevap veremediği soruya cevap verdi.
Baba: İyi iyi, dur haber seyrediyorum.
Çocuk: Hızlıca ayağa kalkar ve odanın kapısını çarparak kendi odasına gider ve duvara yumruk atar.
Sonuç: İlgi sevginin en temel göstergesidir. İlgi birlikte vakit geçirmektir. Çocuğunuzla ne kadar az vakit geçirirseniz onu o kadar az tanırsınız ve topluma psikolojik problemleri olan bir insan hediye edersiniz.
VAKA 5 Rehber Öğretmene intikal eden durum:
Hocam bizimki geçen gün okulda arkadaşıyla kavga etmiş. Neden kavga ettiğini sorduğumda "saçları hiç hoşuma gitmedi bende dövdüm" cevabını verdi. Ne yapsak bilmiyorum.
TUTUMLAR VE SONUÇLAR
Değerli veliler buraya kadar yaygın anne – baba tutumlarını çok kısaca ve derine inmeden küçük ve basit örneklerle anlatmaya çalıştık. Buradan çıkarmamız gereken en önemli ders çocuğun düşünce ve davranış şekillerinin en önemli belirleyicisi, anne – babanın küçük yaşlardan itibaren yansıttığı davranış biçimleridir. Her anne baba bir aynadır ve çocuk aynaya baktığında neyi görüyorsa onu yaşamak ister. Ailelerin uzmanlara çocukları ile ilgili aktardığı problemlerin bir çoğunun temelinde yanlış anne – baba tutumları yer almaktadır.
GÜVEN VERİCİ, DESTEKLEYİCİ, HOŞGÖRÜLÜ TUTUM
Çocuğun kişilik gelişimi açısından en doğru davranış şeklidir. Anne – babanın çocuklarına karşı hoşgörü sahibi olmaları, onları desteklemeleri ve bazı kısıtlamalar dışında arzularını yerine getirmelerini sağlamaları kişilik gelişimi açısından son derece önemlidir.
EBEVEYNE BAZI TAVSİYELER...
Her koşulda, her durumda, her şartta O sizin evladınız... Kazansa da kazanmasa da... Başarsa da başarmasa da... O na koşulsuz sevginizi hissettirdiğiniz de mutlaka etkilenecektir. Sadece kazandığında sevilen birey, kazanamadığında kendisini yalnız hisseder ve kendine olan saygısını kaybeder...
EBEVEYNE BAZI TAVSİYELER...
Zor bir dönem Onları bekliyor. Sizin desteğinize ihtiyaçları var. Sadece eleştirmeyin, aynı zamanda motive edin. Okul ve dersanede başarılı olmak programlı bir çalışmayı gerektirir. Onların sınav kaygısı yaşamalarının en temel nedeni yakın çevreleri tarafından olumsuz olarak algılanma korkusudur.
EBEVEYNE BAZI TAVSİYELER...
Sınav başarısı hayattaki tek amaç gibi göstererek çocuğunuzda isteksizlik ve gerginlik yaratmamalısınız. Çalışmasını sağlamak için tehdit edici ve suçlayıcı sözlerden kaçınmalısınız. Eski başarılarını hatırlatarak güven duygusunun gelişmesine yardımcı olabilirsiniz. Onun çalışmalarını takip etmeli ama bunu onu telaşlandırmadan ve sıkmadan yapmalısınız. Okul ile devamlı iş birliği içinde olmalı, gerektiğinde yardım almaktan çekinmemelisiniz. Kazanamazsan hepimiz yıkılırız, yüzümüzü kara çıkartma, varımızı yoğumuzu verdik gibi sözlerden kaçınmalısınız. Yeni doğan bir bebeği sevmek için yanına yaklaşan bir SBS öğrencisinin ağzından çıkan şu cümleler, içinde bulunduğu gergin ortamı çok iyi bir şekilde belirtmektedir."ah canım daha bir şeyden haberin yok, büyüyeceksin, kolejlere hazırlanacaksın, SBS ye gireceksin... Çocuklarımıza böyle bir kaygı yaşatmamak dileğiyle...
Adres:
Nene Hatun Mahallesi Yaver Sokak No55 Arnavutköy / İSTANBUL
Telefon
02125976515